BİR PLANI VARDI. SONRA ONUNLA TANIŞTI. “Cuma gecesi, Charlote. Benimle çık. ”Hayır demem için milyonlarca neden vardı. Anemin geçmişi. Ablamın şimdiki hali. Geleceğim. “Bir randevu,”dedi alçak ve âdeta hipnotize edici bir sesle. “Evet de. Kaybedecek neyin var?”Her şeyim, diye düşündüm. HEP İSTEDİĞİM ŞEYLER: Derslerde en yüksek notları almak. Büyükanemi gururlandırmak. En önemlisi, ailemin başaramadığını başarmak: Stanford Üniversitesi erken kabul mektubu. Erkekler, aşk ve seksle kafayı bozan anem ve ablam geleceklerini, ne istediklerini unutular. Ve sonunda her şeylerini kaybetiler. Ben bir erkeğin dikatimi dağıtmasına asla izin vermeyeceğim. Bu konuda kendime söz verdim. Tabi bu, Tate’ten önceydi. Gezegenin en büyük pop yıldızı bana ilgi göstermeden önce. Özel uçaklar, gizli buluşmalar ve yalnızca bana yazılmış şarkı sözlerinden önce. Hakında bilmediğim pek çok şey var: Müziği neden bıraktığı gibi. Birlikte değilken nereye gitiği gibi. Karanlık geçmişinde ne sakladığı gibi. Fakat öpüştüğümüzde gelecek çok uzaklarda görünüyor. Ve şimdi ne istediğimden emin değilim.