Fi, Çi, Pi serisiyle tanınan Akilah, yani Azra Kohen'in son kitabı Aeden, Kasım 2016'da Destek Yayınları imzasıyla okuyucusuyla buluştu. Yazarın büyük ses getiren üçleme serisindeki kitaplarda da Aeden'in 2016 yılında yayımlanacağına dair sinyaler ve kitaptan paragraflar bulunuyor. Bu ayrıntı dikate alındığında yazarın diğer kitaplarında Aeden' i okura daha iyi sunmak için alt zemin oluşturduğu görülüyor. Farklı bir gezegeni ele alan kitap, 616 sayfadan oluşuyor. "Bir Dünya Hikâyesi" başlığıyla yayınlanan kitabın editörlüğünü Funda Acar, kapak tasarımını ise İlknur Muştu üstleniyor. Fantastik özelikler taşımasının yanı sıra felsefik bir yana da sahip olan Aeden'de Azra Kohen, kusursuz bir gezegene karşı, Dünya gezegenin kusurlarını ortaya çıkarıyor. Okurların Aeden sayesinde yaşadıkları gezegeni daha yakından görmeleri ve dünyaya daha doğal, gerçek gözlerle bakarak kusurları görmeleri mümkün oluyor. Yazar, Dünya gezegeninin sorunlarını açıkça ortaya dökerken, aslında okura dünya adına bir mesaj da vermek istiyor. Kitaba adını veren Aeden, henüz keşfedilmemiş gezegenlerden biri. Fakat bu gezegende her şey çok daha farklı. Tüm oluşum ve sistemler kusursuzca çalışıyor. Varlıkların tümünde okura yansıtılan bir mükemelik görülüyor. Dolayısıyla Aeden gezegenini diğer gezegenlerden ayıran özelik de bu kusursuz mükemeliği oluyor. Gezegende iletişim, konuşmak ile değil de telepati yoluyla kuruluyor. Teknolojinin bilimin ileri seviyede gelişmişlik gösterdiği gezegenin Güneş'i dahi diğer gezegenlerden farklı olarak mor rengini taşıyor. Gezegenin en önemli niteliklerinden biri de yapaylık yerine doğada saf bulunan her şeyi hayatlarına dâhil etmeleri oluyor. Tüm bu özelikler, okura bir masal gibi geleceğinden, Azra Kohen, kitabın başında okuru, şu cümlelerle uyarıyor: "Romandaki kurgu masal gibi gelebilir. Ama o kurgu, gerçeklerin kelime kelime örülmüş halidir. Masala gerçeği ayırt edebilecek olan okurlara…" Aynı uyarı, kitabın arka kapağında da "Gerçeğin Masalıdır Aeden" cümlesiyle yapılıyor. Romanın kurgusunda öne çıkan iki karakter, Numi ve Sonje, Aeden gezegeninde yaşamına devam eden iki canlı olarak okuru karşılıyor. Numi'nin Sonje'nin ailesine katılması ile romanın işleyişinde bazı hareketlenmeler meydana geliyor. Numi, gezegendeki diğer canlılar gibi bronz tenli olmak yerine bembeyaz bir ten taşıyor. Gezegendekilerden yalnızca fiziksel görüntüsüyle de değil, hareketleriyle de ayrılıyor. Bunun nedeni ise Numi'nin anesinin Dünya gezegeninde yaşıyor olmasına bağlanıyor. Sonje ve Numi'nin uzun uğraşlar sonucunda Dünya gezegenine giderek Numi'nin anesini aramaya başlamalarıyla romanın ana hatları şekileniyor. Dünya gezegenine indiklerinde, gördükleri her şey onları son derece şaşırtıyor. Öncelikle kötü havadan ötürü nefes almaları dahi zorlaşıyor. Hayvanlara yapılan işkenceler, yapaylıklar, onlara çok ürkütücü geliyor. Azra Kohen, iki karakteri dünyada dolaştırırken dünyadaki kusurları da ortaya çıkartarak gerçekleri göstermek istiyor. Aeden gezegenindeki mükemelik ile Dünya gezegenindeki çirkinlikler kıyaslanarak, okura farklı bir bakış açısı sunuluyor. Dünya gezegeninin halini gören Sonja ve Numi, geldiklerine pişman olarak geri dönmeye çalışıyorlar fakat ne yazık ki Aeden'e geri dönmeyi başaramıyorlar. Sonja, bu duruma çok sinirleniyor ve Numi ile Sonje'in yoları burada ayrılıyor. Artık birbirlerinden ayrı bir şekilde Dünya gezegeninde yaşarken pek çok uzun ve zorlu yoldan geçiyorlar. Sonje, Dünya'yı değiştirmeyi ve kötülüklerden arındırmayı kendine bir görev edinmişken, Numi ölüm tehlikesiyle dolu zor zamanlar geçiriyor. Olayların sonunda ikisi buluşarak ayrı kaldıkları zaman sonrasında paylaşacak ne çok duyguları olduklarını düşünüyorlar. Okuru zaman zaman heyecanlandıran, zaman zaman yaşadıkları gezegeni sorgulatan, zaman zaman bazı mesajlar sunan Aeden romanında Azra Kohen, hayalindeki gezegeni ve kendi kurduğu ütopyayı sergilerken dünyadaki sorunlara ve bunlara dair çözüm önerilerine değinmeyi de ihmal etmiyor.