Ayasofya Edebiyat ve Çocuk Dergisi’nin 2. Sayısı Çıktı! Çocuklar İçin Ramazan İmsakiyesi ve Diş Kirası Etiketi ilaveli “Mevsim kış olsa da, çocukluğun o şen bahârı gönlümüzde hep dâim olacak” diyerek Şubat ayında okurlarına merhabâ diyen Ayasofya Dergisi ekibi öncülüğünde, Üsküdar Gençlik ve Eğitim Merkezleri ortaklığıyla hazırlanan Ayasofya Çocuk Dergisi, “Toprak çocukların ilkbaharıdır” düsturuyla ikinci kez merhabâ diyor. İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Recep Terler’in öncülüğünde çıkan derginin editörlüğünü Hazal Sezgin, yayın kordinatörlüğünü Muhamed Said Çimen, kültür sanat danışmanlığını ise Bülent Özdaman yürütürken, kapak ve iç tasarımda P. Yusmar Yusuf’un imzası var. Dergi, Elif Tekdağ’ın Mavi adlı şirine Hatice Şimşek’in yaptığı çizimle açılıyor. Devamında ise Dedemin Hayali hikayesi ile Sedanur Demirci geliyor. Çizimleri ise Hazal Sezgin’e ait. Maide Avcu’nun dünya haritasına uyguladığı mandala çizimi ise derginin en renkli bölümlerinden. Gönülülük ve samimiyetle yapılan bir iş nasıl bereketlenir, çocuklarla beraber büyükler de görsün niyetiyle dergide yer alan, Seda Kargalı’nın öncülüğündeki “İnfakhanesi” projesi okurlarına Sudan’dan selâm getiriyor. Orhan Kahveci’ye ait 4 farklı ilüstrasyon ise sadece çocukların değil büyüklerin de dimağında iz bırakacak türden. Üşengeçliği ile nâm salmış Sesiz Sakin ve Melih Tuğtağ, derginin en genç isimlerinden Arif Can Polat’ın sorularına oldukça keyifli cevaplar vermiş, sizlerin de üşenmeden bu 6 sayfalık macerayı okumanızı tavsiye ederiz. Yine küçük bir çocuğa ait olan Güzel Eşeğim şiri, Muhamed İkbal Gönenç’in imzasını taşırken çizim ile Hatice Şimşek şire destek veriyor. Biraz soluklanmak adına ise Yalçın Gündüz’ün “aile” çizimine selâm ederken bir sonraki bölümde oldukça uzun seneler öncesine gidiliyor ve okuru “mangala” oyunu ile tanıştırıyor. İlk sayıda şirlerine yer verilen Üsküdar Belediyesi Yavuztürk Bilgi Evi’ndeki üç öğrencinin yine şirleriyle dergiye desteklerini görüyoruz. Melisa Nur Karadaş’ın Mutluluk, Ayşe Nur Akyıldız’ın Gündüzlerimi Aydınlatan Sokaklarda ve Derya Gönültaş’ın Şehitlerimiz adlı şirlerinin çizimleri ise Hazal Sezgin ve Hatice Şimşek’e ait. Yine ilk sayıda Mehmet’in Radyo Programı hikayesi ile dergide yer alan Berat Bıyıklı bu defa Mehmet’in Tatil Öncesi hikayesi ile yeni sayıda. Acaba bir sonraki sayılarda Mehmet neler yaşayacak, diye düşünmeden edemeyeceksiniz. İkinci sayıdan itibaren devamı gelecek köşeler serisinin ilki, Seda Kargalı’nın hazırladığı Çocuk Lügati bölümünde ise her sayıda çizimlerle desteklenerek unutulmaya yüz tutmuş 5 kelimenin anlamına yer veriliyor. İlk olarak ise “sahaf, sahan, infak, minare, tayare” kelimelerine yer verilerek bu kelimelerin Osmanlı Türkçesi hâlerini eklenmesi de unutulmamış. Kamışı ve mürekebi ile çocuk lügati bölümüne ise Ahmed Ali İslamoğlu destek veriyor. Hazreti Nuh Kısası ile Şerife Uçkun okurlarını Süleyman Dede ve Yadigar Nine ile tanıştırırken, Hamiyet Varlı’nın çizimi ise dikat çekiyor. Gökhan Kara’nın Ayasofya şiri ise “çocukça bir duyuşla” Ayasofya Cami’ne olan hasreti dile getiriyor. “Objeart” sanatı ile eşyaya bir başka gözle bakmayı öğrenirken Resul Ertaş’ın bu minvâldeki çalışmaları çocukların ve büyüklerin ufkunu açacak türden. Göğe selâm vermeden geçmek olmaz elbet. Dergide devam edecekler serisinin bir diğeri ise Seda Kargalı’nın hazırladığı “Gökyüzü Seyahı” bölümü. Colas Gutman’ın “Çocuk” kitabına dair Ervanur Erdoğan’ın inceleme yazısı ise dikat çekiyor. İlk sayıda Kuşkonmaz Cami’nde mesken tutamayan Gezgin Kuş Tayr’i, Gülnur Yıldız’ın kalemiyle Ayazma Cami’nin kuş saraylarına buyur ediyor okurlarını. Hilâl Polat Terler’in hazırladığı Büyüklere Ödevler bölümü ise, yaz tatilinde çocukları epey sevindirecek türden. Bir şir ile soluklanmak adına Neslihan Güle’nin Alah’a Giden Yol şiri ile devam ederken 4 yaşındaki Münever Fildişi’nin anesine neden “Abugay” diye seslendiği Bülent Özdaman’ın kaleminden hayretle okunuyor. Çizimler Gülnur Yıldız’a ait. Türkiye’de ve dünyada, dünya çocuk gününde çocuklardan gelen resimlerin pul olarak bastırılmış örneklerini gösteren mektup köşesi, 3. Sayıda ek olarak pul bastırabilmek adına çocuklardan çizimler bekliyor. Ramazan-ı Şerif hilâl’inin gözlenmesine günler kalmışken Ramazan Sokağı bulmacası ile dergi yoluna devam ediyor. Bir dayı ve yeğenin tebesüm etiren hikâyesinin şiri ise Kızıl Göz ismi ile Fatih Kasva’nın kaleminden okunuyor. Çiziminde ise Hazal Sezgin’in imzası var. Okuduk, yazdık, çizdik, güldük ve eğlendik, peki ya hani yemek, diyorsanız çok ilginç bir meyve ile tanıştırıyor okurlarını dergi: Adı, dikenli incir. Mahareti neymiş, okuyup da görmeli. Mayıs ayı vesilesiyle çizim ve hikâye düzenlemesi Elif Nur Can’a ait olan Fetih 1453 eki ve Ramazan-ı Şerif’i selâmlamak adına Ferda Aydın’ın hazırladığı çocuklar için Ramazan İmsakiyesi ekleri oldukça dikat çekerken, Fatih Cami’ndeki 10 kadar çocuğa “diş kirası deyince aklınıza ne geliyor?” diye sorularak onlardan gelen cevaplarla Tuğba Özdemir’in hazırladığı dişkirası köşesi için de yine Ferda Aydın’ın çizimleriyle diş kirası etiketleri eki de derginin hediyelerinden biri. Son olarak Objeart sanatı ile dergide yer alan Resul Ertaş’a ait “Şehir ve Çocuk” temalı bir çalışma ise derginin arka kapağını süslüyor. Unutmadan, editör yazısından anlaşıldığı üzere bir süredir derginin karakteri nasıl olsa diye düşünülürken Ayasofya’nın Kedisi olarak nâm salmış olan Gli ile karar kılındığı görülüyor. Bundan sonra dünyaya hayretle bakan Şaşkın Kedi Gli’nin imzası dergide görülebilecek gibi. Gli’nin çizimi ise Orhan Kahveci’nin imzasını taşıyor.