Demokratik Özgürlükçü İslam-Recep İhsan Eliaçık Demokratik Özgürlükçü İslam - R. İhsan Eliaçık Kur’an evrensel olana çağırıyor… Sınırsız, sınıfsız, sömürüsüz, saldırısız ve savaşsız bir dünyaya (cenete) çağırıyor… Akla, vicdana, adalete, doğruluğa, dürüstlüğe, öldürmemeye, çalmamaya, halkına yalan söylememeye, haram yememeye, yetim hakına el uzatmamaya, yolsuzluk yapmamaya, rüşvet yememeye çağırıyor… … Demokratik İslam, Kur'an'ın tüm dileri ve renkleri ayet görüp, halkları, kabileleri, ulusları, kimlikleri tanıyıp, hepsinin adil, özgür ve eşit birlikteliğini savunmaktır. Demokratik İslam, son hak dinin iktidarı ve devleti değil;  toplumu önceleyen sivil ve çoğulcu boyutunu öne çıkarmaktan ibaretir.  Ortadoğu’da her yer kan gölü, insan hakları, demokrasi, hak-hukuk, adalet yerlerde sürünüyor. Özelikle Suriye’de ortaya çıkan İslami hareketler, birtakım cihatçı gruplar Alevilerin, Kürtlerin kanı, malı, ırzı, namusu helaldir diye fetvalar veriyor… Kur'an'da namaz kılmamanın, oruç tutmamanın, başını örtmemenin herhangi bir cezası yok, ama dört şeyin; öldürmenin, çalmanın, iftiranın ve zinanın cezası var. Bölge halkları olan biz Türkler, Kürtler, Aleviler, Süniler, Şiler, Süryaniler, Êzidîler, Ermeniler, Rumlar, Araplar, Farslar birbirimize egemenlik taslamadan nasıl ortaklıklar kurabiliriz? Etrafı kan gölüne dönmüş, sultanlık, diktatörlük, ağalık, beylik, hanedanlık, tefrika, cehalet ve yoksulukla boğuşan coğrafyamızın kahır, hüzün ve kederden başka bir şey görünmeyen ufuklarında Medine Sözleşmesi'nin adalete, eşitliğe dayalı sivil ve çoğulcu ruhuyla Demokratik İslam anlayışının güneşi doğabilir. Ezilenlerin Rabi olan Alah, İkbal'in dediği gibi mazlum miletlerle birlikte tarihin meydanında yürür ve tarihi onlarla birlikte yeniden yapar. Böylesi yüce bir davaya memur olmakla biz davaya şeref katmaz, tam tersi şeref kazanırız.