“Köpek Kalbi bir satirden daha fazlasi; yirminci yüzyilin en büyük yazarlarindan birince yazilmis etkili, çok katmanli, eglencesi ve derinligi eksik olmayan ahlaki bir fabl.” - A. S. BYATT 1925’te yazilmasina ragmen yazari öldükten uzun yillar sonra, ancak 1987’de anadilinde yayimlanabilen Köpek Kalbi, döneminin en sivri dilli ve ustalikli yazarlarindan Bulgakov’un adeta bir kâhin gibi gelecegi öngördügü, tartismali eserlerinden. Saygin bilim insani Profesör Filipoviç, sokakta bulup evine götürdügü köpek Sarik’i, Frankenstein’i aratmayacak bir operasyonla ameliyat edip hormon bezlerini amansiz bir suçlununkiyle degistirir. Bu süreç sonucunda köpek insanlasir ve profesörün isteginin aksine arsiz, azgin, saldirgan ve bencil bir canliya dönüsür. Ancak bu dönüsüm, köpegin Sovyet bürokrasisinde kendisine yer edinmesini engellemeyecektir. Köpek Kalbi, gerçeküstü ve tekinsiz mizahi ile Rus Devrimi, Sovyetler ve komünizm üzerine lafini sakinmayan bir satir. James Meek’in önsözüyle. Daha az göster