Renkli Rüyalar Oteli Renkli Rüyalar Oteli - Esra Baran “Hayata iki tane doğru vardır.” Uzun trençkotunun içinde, elinde koca bir şemsiye, vitrin camına yansıyan görüntüsünü seyrederken Nihan’ın aklından bu cümle geçiyordu. Oysa hala vazgeçebilirdi. Ama hayata iki tane doğru vardı: “Kâğıt üzerinde doğru olanlar ve doğru olduğunu hisetiklerimiz.” Nihan her sabah bir önceki günün aynısına uyanıyordu. Çocuken bir tornanın ucundan girip yetişkin olarak diğer ucundan çıkmıştı. Torna, işini yapmış, bir şeyi içinden geldiği için yapma yeteneğini yılar önce elinden almıştı. Mutsuz insanlar gibi mutluydu Nihan; bazen mutlu olur gibi olurdu, sonra hayat eski haline dönerdi. Renksiz haline. Elerin tekrarlayıp duran bir ezberi vardır. Hayat bir anda evli ve iki çocuklu Nihan’ın elerinin ezberini bozdu. Binlerce sıradan insanın arasında öylece dikilirken, yaşamak istedi. Yaşamak istemek utanılacak bir şey midir? Kırk üç yılık eğrinin doğrunun yok olduğu dünyada insan hangi yöne gider? Nihan o güne dek “gayrimeşru” bulduğu her şeyi, tek tek yapmaya başladı. “Ahlak bir his değil konseptir. Her konsept uyduruktur, her his gerçektir.” Renkli Rüyalar Oteli küçük, korunaklı hayatınıza olan bakışınızı değiştirecek