Türk-Islam tarihi açisindan oldukça önemli bir yer tutan sehadet anlayisi, Halk, Klasik ve modern siirimizde genis bir sekilde karsiligini bulmasina ragmen bugüne kadar müstakil bir çalismaya konu olmamistir. Türk Siirinde Sehadet adli kitap, bu kültüre az da olsa isik tutmak amaciyla kaleme alinmis; Türkiye’nin farkli üniversitelerinde görev yapan ve alaninda uzman olan on dört akademisyenin konuyla ilgili titiz çalismalarinin ürünü olarak ortaya çikmistir. TBMM tarafindan kabul edilisinin 100. Yildönümü vesilesiyle Istiklal Marsi’mizin ebedi varligina ve tüm aziz sehitlerimize ithaf edilen bu çalismada; Halk, Divan ve Tanzimat siirinde ve bu hususta öne çikan; Mehmet Emin Yurdakul, Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal Beyatli, Faruk Nafiz Çamlibel, Fazil Hüsnü Daglarca, Arif Nihat Asya, Abdürrahim Karakoç, Yavuz Bülent Bakiler, Orhan Saik Gökyay, Niyazi Yildirim Gençosmanoglu, Dilaver Cebeci gibi sairlerde “sehit, sehadet, sehitlik” kavramlari genis bir perspektifte ele alinmistir. Türk siirinin sehadete bakisi elbette bunlarla sinirli degildir. Birçok devlet kurmus, bilhassa Osmanli Devleti’nin öncülügünde Islamiyet'in bayraktarligini üç kitaya yaymis, vatani ve milleti için canini feda etmekten çekinmemis, sehadeti “bir gül bahçesine girercesine” kabullenmis ve ona büyük deger vermis bir milletin siirininde elbette binlerce “sehit” saklidir. Bizim burada gayemiz, Türk siirinde “sehit, sehadet, sehitlik” gibi kavramlari genel hatlariyla ortaya koyarak aziz sehitlerimizi bir nebze de olsa yâd edebilmek; topragin “altindaki binlerce kefensiz yatani” yeniden idrak edebilmek ve bu hususta çalisma yapacak bilim insanlarinda veya merakli okuyucularda bir nebze olsa bir kanaat uyandirmaktir. Daha fazla göster