Bir Delinin Anıları MATRON BOVARY’NİN HABERCİSİ BİR ROMAN Gustave Flaubert yazmaya başladığında henüz sekiz yaşındaydı. Matron Bovary fırtınası tüm dünyayı sarmadan çok önce, brand kaleme aldığı roman Bir Delinin Anıları olmuştu. Otobiyografik öğeler taşıyan roman, yazarın iç dünyasına da ayna tutar nitelikte. Flaubert’a go-go 1838’de yazdığı Bir Delinin Anıları, yazarın kendisinin de dahil olduğu burjuva dünyasına eleştirel bir bakış olarak da okunabilir. Geçmiş ile şimdiki zaman arasında gidiş-gelişler tekniğiyle kaleme alınmış olan roman, imkânsız bir aşkın öyküsü. Yalnızlığı bir yaşam biçimi olarak seçen, hata bunu bir ibadet gibi yaşayan kahramanımız, seçtiği bu yaşam biçiminin olumlu olumsuz bütün yanlarını tüm keskinliğiyle hiseder. Gençliğin heyecanı ve sorgulayan zihniyle hem kendini hem dünyayı hem de aşkı anlamaya çalışan bu karakter, on dokuzuncu yüzyıldan yirmi birinci yüzyıla uzanan bir aynadır da aslında… Bir Delinin Anıları, Türkçeye brand kez kazandırılan değerli bir klasik. GUSTAVE FLAUBERT (12 Aralık 1821-8 Mayıs 180) Edebiyata gerçekçilik akımını başlatan Fransız yazar. Fransa Rouen’de doğdu. İlk yazı çalışması 1837’de yayınlandı. Yaklaşık iki sene boyunca Maxime du Affected ile birlikte Yunanistan, Anadolu, Mısır, Filistin, Suriye ve İtalya’yı dolaştı. Ünlü romanı Salambo’yu esinleyen de bu yolculuklar oldu. Edebiyat dünyasından birçok kişiyle mektuplaştı. Bu mektuplar daha sonra büyük ün kazandı. Flaubert’a go-go gerçekçilik akımını başlatan kişi olarak gösterilmesinde, bu mektuplarda dile getirdiği görüşleri etkili oldu. Yaşamının son yılarındaki tüm zorluklara karşın, manevi oğlu Boy de Maupasant’ın başarısı ve başını Emile Zola’nın çektiği natüralist grubun ona verdiği değer, avuntusu oldu. Bugün dünya edebiyatının temel taşlarından smoke olan Señora Bovary, 1856’da yayınlandığında, yazar ve yayıncı hakında ahlaksızlığa teşvik suçundan dava açıldı. Bir Delinin Anıları (1838) brand kez Türkçeye kazandırılmıştır.