Hayata Dön - Gülseren Budayıcıoğlu 201 yılında Remzi Kitabevi aracılığı ilk baskısını yapan Hayata Dön’de etrafındaki insanlar tarafından çirkin ve içine kapanık bir karakter olarak tanınan Ala'nın çocuken yaşadığı ve tanık olduğu travmatik olayların günümüzdeki durumuna etkileri konu alınıyor. Ala istemeyerek de olsa terapiye gitmeyi kabul ediyor fakat ilk başlarda terapi esnasında yalnızca susuyor ve terapistinin sınırlarını zorlamak için elinden gelen ne varsa yapıyor. Roman kahramanın yaşadığı sorunlara ayna tutarken, aslında okuyucuya da ayna tutuyor. Gerçekte de psikolog olan Gülseren Budayıcıoğlu, romanın akıcı kurgusunun içerisine okuyucu adeta tedavi eden sözcükler yerleştirdiği için eleştirmenler tarafından övgüyle anılıyor. Yazar, eserini farklı kişilerden dinlediği hayat hikâyelerinden yola çıkarak kurguluyor. Bu gerçeklik hisini tadan okurlar ise kitabı elerinden bırakmadan bir solukta okuyor. Hayata Ayna Tutan Detaylar Yavaş da olsa Ala’nın kırılmaz diye düşünülen direnci kırılmaya başlıyor. Nihayetinde de kızın sıradışı öyküsü başlıyor. Fakat bu hikâye acıyı, umutsuzluğu, başarısızlıkları ve hayal kırıklığını da içinde barındırıyor. Hikâyenin esas kahramanı olan Ala konuştukça, direncini kırmaya başladıkça kendini yeniden keşfetmeye başlıyor. Hikâyenin akıcılığını artıran unsurlardan bir tanesi de, kitapta geçen seanslar boyunca Ala'yı daha rahat çözebilmek umuduyla psikoterapist, genç firavun Tutankamon'un esrarlı hikâyesi, Hitler ve Freud'un farklı kişiliklerinden anekdotlar, Katerina 'nın yaşamı, Prenses Süreya'nın ve Eva Peron hüzünlü hayat öykülerinden küçük kesitler de paylaşıyor. Gülseren Budayıcıoğlu 1947 yılında Ankara’da doğan Budayıcıoğlu kitaplarını yılardır edindiği bilgi ve birikim ışığında yazıyor. Aslen psikiyatrist olan yazar, 205 yılında kendi psikiyatri merkezini açarak toplumun her kesiminde yaşayan insanlara yardımcı olmayı ve onların problemlerini çözmeyi hedefliyor. Gülseren Budayıcıoğlu 23 yıldan bu yana hekim olarak görevini sürdürmeye devam ediyor.