Kuşlar Yasına Gider - Hasan Ali Toptaş Kuşlar Yasına Gider - Hasan Ali Toptaş Pırıl pırıl ışıyan Türkçesiyle Hasan Ali Toptaş, Kuşlar Yasına Gider’de romancılığına yeni bir boyut katıyor: anlatmıyor, söylemiyor; nefeslendiriyor. Kadirşinas otlarının mırıltısını, of dememenin ilmini, eldeyken kıymetini bilmenin erdemini, ömürden giden günlerin sabrını okudukça zihnimiz, gönlümüz havalanıyor. “Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır” sözü yankılanıyor kulaklarımızda. Kuşlar Yasına Gider; atların koşması kadar doğal, kaleme iç çektirecek kadar merhametli bir roman. “Toptaş’a yazarlık âdeta bahşedilmiştir.” ANDREW RIEMER, Sydney Morning Herald “Zaten o yılarda burnumuzun ucunda gezinen bir mazot kokusuydu babam, kulağımızda çınlayan uzak bir motor sesiydi ve az evel dediğim gibi, giti mi gelmek bilmezdi bir türlü.” 1958 yılında, Denizli’nin Çal ilçesinde doğan Hasan Ali Toptaş, günümüzün en önemli Türk yazarlarından biri olarak tanınıyor. Kalemindeki kendine has sadselik ve büyü ile Hasan Ali Toptaş, varoluşçu modern Türk edebiyatının temsilcileri arasında yer alıyor. Yoklar Fısıltısı, Bir Gülüşün Kimliği ve Ölü Zaman Gezginleri öykü kitaplarının yanında Bin Hüzünlü Haz, Uykuların Doğusu, Sonsuzluğa Nokta, Gölgesizler, Kayıp Hayaler Kitabı ve Heba adlı romanları bulunuyor. Asıl olarak öykü ve roman yazan yazarın; Yalnızlıklar adında bir şir, Harfler ve Notalar adında bir deneme ve Başlarken Yalnızsın Bitirdiğinde Daha Yalnız adında bir söyleşi kitabı da okuyucuyla buluşuyor. Ben Bir Gürgen Dalıyım adlı bir de çocuk romanı bulunan yazarın yazdığı sekizinci ve son roman olan Kuşlar Yasına Gider kitabı 2016 yılında yayımlanıyor. Hasan Ali Toptaş’ın kitapları okurları tarafından beğenilmenin yanında pek çok ödül de almış bulunuyor. Bu ödülerden bazıları Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü, Orhan Kemal Roman Armağanı, Yunus Nadi Roman Ödülü ve Sedat Simavi Ödülü olarak sayılabiliyor. Yazarın Gölgesizler adlı romanı filme uyarlanıyor ve yapıtları birden fazla dile çevriliyor. Yazarın son romanı Kuşlar Yasına Gider, Everest Yayınları tarafından yayımlanıyor ve kapak fotoğrafı Nuri Bilge Ceylan’a ait bulunuyor. 250 sayfa olan romanın dili sade, akıcı ve büyülü nitelikler taşıyor. Kitap, diğer Hasan Ali Toptaş romanlarına göre daha gerçekçi bir anlatım biçimiyle göze çarpıyor. Bu gerçekçi ve olay örgüsü takip edilebilen; fakat bir yandan da hayal dünyasının tüm olanaklarından faydalanarak okura Hasan Ali Toptaş’ın gizemli dilinin kapılarını açan roman, ilk yılında 25 baskı yaparak başarısını kanıtlıyor. Roman, ilk cümlesinden itibaren okuru derin bir yolculuğa çıkarıyor. Asıl olarak Ankara ve Denizli arasında geçen romanda, yol bazen Isparta’ya bazen Burdur’a düşüyor. Okur da bu esnada arabanın arka koltuğunda giden birine dönüşüyor. Hasan Ali Toptaş’ın anlatımı okuru hikayenin içine çekerek hikaye ile okuyucunun özdeşleşmesini sağlıyor. Romanın asıl konusunu, yazarın kendisi gibi roman yazarı olan bir oğul ve babasının hastalıklarının yaşamlarına düşen etkisi oluşturuyor. Elbete bir Hasan Ali Toptaş romanı, bundan çok daha fazlasını barındırıyor. Bu hastalıkların bıraktığı izlere yazarın anesi, kardeşi, dayıları, atlar ve köy halkı, hata yolar ve türküler de ekleniyor. 250 sayfalık bir serüven tahmin edilebilir bir sonla bitse de, okurun içinde acı bir his kalıyor. Yazarın Yalnızlıklar kitabı kimi anlarda Kuşlar Yasına Gider kitabına açılan bir yol sunuyor. Roman otobiyografik öğeler barındırıyor gibi görünse de, yazar romanın otobiyografik olmadığını belirtiyor. Hata romanın bir bölümünde, yazarın yazdıkları ve kendi hayatının farklı şeyler olduğunun altı çiziliyor. Yine de Hasan Ali Toptaş’ın sadık okurları ile onu hiç tanımayan yeni okurları, satırları ilgi ve merakla okurken bir hikayeyi farkına varmadan tamamlıyor. Tamamlanan bu hikaye, bir türkünün de içinde geçen Kuşlar Yasına Gider oluyor. Yazarla yeni tanışan okurlar için, Kuşlar Yasına Gider kitabı doğru bir seçim olarak görünüyor. Sadeliğine karşın Hasan Ali Toptaş’ın kulandığı dili tüm güzeliğiyle gözler önüne seren kitap, oldukça kolay, anlaşılır ve etkileyici bir okuma sunuyor. Hikayeyi yakalamak ve ona eşlik etmek, bir yandan da yazarın Türkçeyi duru bir su güzeliğinde kulanışını duymak okura farklı duygular tatırıyor. Kuşlar Yasına Gider ile Hasan Ali Toptaş, Türk edebiyatında ve sadık okurlarının kalplerinde sahip olduğu yerin ne kadar haklı bir kazanım olduğunu bir kere daha kanıtlıyor.