Kayıp Parça “Salvatiera’nın varlığı etrafında oluşmakta olan bu efsanenin kökeninde onun sesizliği var. Bir başka deyişle dilsizliği, anonim yaşamı, eserinin uzun süre gizli varoluşu ve bu eserin neredeyse tamamen yok oluşu var. Geriye bir tek tuvalin kalmış olması, o parçanın çok daha değerli sayılmasına yol açıyor. ” Tanıdığımızı sandığımız insanların bir anda önümüze serilen farklı portresi bize ne anlatır? Yılar sonra babasının hayatına yakınlaştığında, bir çocuk aslında kime bakmaktadır? Dokuz yaşında geçirdiği bir kazayla konuşma yetisini yitiren Juan Salvatiera, ömrünü resme adar ve yirmi yaşından itibaren devasa kumaşlara hayatını resmetmeye koyulur. Salvatiera'nın müthiş bir akıcılıkla kurguladığı çizimleri, askeri cunta dönemindeki bir sokak partisine yapılan baskın ya da çevresini orkestra misali yöneten resam gibi sayısız ayrıntıdan oluşan bir hayatı yansıtmaktadır. Salvatiera öldüğünde, Buenos Aires'ten yola çıkan oğlu babasının hayatının dört kilometre uzunluğundaki resminin peşine düşer. 1961 yılını simgeleyen kumaş parçasının eksikliği Miguel'i, aile sırlarını ve varoluşunun anahtarlarını keşfedeceği bir serüvene sürükleyecektir. Adolfo Bioy Casares ve Guilermo Cabrera Infante'nin Latin Amerika edebiyatının en özgün seslerinden biri olarak ilan etiği yazar Pedro Mairal, Latin Amerika'ya bakışı sarsan bir anlatı sunuyor. Sanat tarihinin en “büyük” tablosuna ait bir roman Kayıp Parça. Aslında çok ünlü olmayan, uluslararası sanat dünyasında fazla tanınmayan ve dilsiz olması yüzünden gerçek anlamda “sesiz” sedasız bir hayat sürmüştür Arjantinli Juan Salvatiera. Resam öldükten sonra, yapımı onlarca yıl süren, boyutları bir ucundan diğerine birkaç kilometreyi bulan bu tablonun kaderi oğuları Miguel ve Luis’in elindedir. Miguel bu “büyük” eserin bir müzeye naklini sağlamaya çalışırken tablo ile birlikte özelikle babasına dair birçok şeyi yeniden keşfeder. Miguel tablo üzerinde çalışırken 1961’de yapılan büyük bir rulonun eksik olduğunu fark eder. Önce hafızasını zorlar ve çocuken yapılış aşamasına şâhit olduğu parçayı bulmak için bu eski Arjantin kasabasının sâkinlerinin söyledikleri üzerinden iz sürer. Tablo adeta babasının otobiyografisi, bütün hayatını içeren bir otoportre gibidir. Kayıp parça ise babasının ve dolayısıyla kendi hayatının büyük bir sırını ortaya çıkaracaktır. Miguel ve Luis büyük mücâdele sonrası kayıp parçayı bulduklarında tablonun kaderi değişeceği gibi, kendileri de asıl kayıp parçanın aslında tablodan çok daha önemli olduğunu göreceklerdir. Pedro Mairal Kayıp Parça’da etkileyici hikâyesi ve kurgusuyla kusursuz bir romana imza atıyor. Çağlayan ÇevikBir Paragraf.